Adeta zehir: Genleri bile değiştirebiliyor! Kullanım yaşı 10’a düştü… “Zehirlenmelerden kansere kadar etki ediyor” Pasifler de tehlike altında
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Duru Çetinkaya, gençler arasında sigara kullanımı azalıyor gibi görünse de, bu “yeni nesil tütün ürünlerine geçişin” aslında şekil değiştirdiğini ve sanayinin yarattığı “zararsız” algısı nedeniyle artık sigara içtiğiniz yaşın artık değiştiğini kaydetti. onları kullanmaya başlayın; ürünler 10-11'e düştü.
Türk Toraks Derneği'nin geçtiğimiz hafta Antalya'da düzenlenen 27. Yıllık Kongresi'nde “Ergenler için büyük tehdit!” “Avrupa Solunum Derneği bilimsel komitesi üyesi ve İngiltere Imperial College Tıp Fakültesi Ulusal Kalp Akciğer Enstitüsü pediatrik göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Andrew Bush,” başlıklı oturuma katılmak üzere Türkiye'ye geldi. Yeni Nesil Tütün Ürünleri” ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Akciğer Hastalıkları Anabilim Dalı Doç. Profesör. Dr. Bush, evde e-sigara likiti tüketimi sonrasında 2-3 yaş kadar küçük çocuklarda da e-sigara zehirlenmesinin görüldüğünü kaydetti. Bilimsel oturumda, endüstrinin artık esrar içeren bazı ürünleri “astım hastalarının kullandığı inhalerler” şeklinde satışa sunduğu da vurgulandı.
EV KAZALARINA DA NEDEN OLABİLİR
Elektronik sigaranın sandığımız kadar masum olmadığını anlatan Prof. Dr. Bush, bu cihazlar sayesinde tütün tüketiminin 10-11 yaşlara kadar azaldığının altını çizdi. Profesör. Bush'un sunumundaki en şaşırtıcı gerçeklerden biri, araştırmalara göre e-sigaranın 1.200'den fazla gende değişikliğe neden olmasıydı. Profesör. Bush, tütün kullanım yaşının bu kadar düşmesinin, gelecekte akciğer kanseri yaşının çok daha erken olacağı yönünde endişeler yarattığına dikkat çekti. Profesör. Dr. Bush, bu ürünlerin patlama, yangın gibi kazalara neden olabileceğini ve ciddi yaralanmalara yol açabileceğini örneklerle anlattı.
“10 YAŞINDA ÇOCUKLARIN KULLANDIĞINI GÖRDÜK”
Yrd. Yüzde 20'si ise ara sıra sigara ve elektronik ürünler kullanıyor. Ne yazık ki çocuklarımızın önünde ebeveynler, eğitimciler ve sağlık çalışanları tehlikenin farkında değil. Yapılan araştırmalar bu ürünlerin neredeyse üçte birinin esrar içerdiğini gösteriyor. E-sigara kullanmayan bir çocuk, sıvıları içtiğinde toksik zehirlenmeye maruz kalabiliyor, “6 yaşında da böyle zehirlenme vakalarımız oldu” dedi.
“KULLANICILARIN %70’İ EVİNDE İÇİYOR”
Doç. Dr., ebeveynlerin de bu ürünleri çocuklarının önünde zararlı olmadığı ve her yerde kullanılabileceği algısıyla kullandıklarına dikkat çekiyor. Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kez daha ülkemizde yapılan bir araştırmada yüzde 70'inin evinde, yüzde 40'ının iş yerinde bu ürünleri kullandığını gördük. İstediğiniz kadar buhar deyin, bunlar da duman çıkarıyor. Eğitimcilerimizin farkına varamadığı durumlar da var. Çocuk bunları okuldaki flaş anılar halinde avucunun içinde tutar ve onları içine çeker. Ancak dumanı çevreye bıraktığında sigaradaki gibi kötü bir koku oluşmaz.
Çünkü içerisinde çilek ve meyve aromaları gibi aromalar bulunmaktadır. Öğretmenler bile bunun aslında bir tütün ürünü olduğunun farkında değiller. Anne-babalar uyuşturucu kullanmaları gerektiğinde her şeyi sorgularken, çocuklarının da koşulsuz sorgulamadan kullanmalarına karşı çıkmazlar. Hamileler de kullanabilir. Ülkemizde yapılan çok merkezli bir araştırmada, 5 yıl önce hamile kadınlarda elektronik sigara kullanımının yaklaşık %5 olduğu ortaya çıktı. Bu oranın artık daha yüksek olduğuna eminim.”
“5-6 ÇOCUK AYNI AĞZI KULLANIYOR”
Doç. ortaokul ve lisede okuyan iki çocukları olduğunu ve her iki okulda da bu ürünlerin yoğun olarak kullanıldığını kaydetti. Dr. Çetinkaya sözlerini şöyle tamamladı: “Puff Bar denilen tek kullanımlık ürünler de var. Bir çocuk alıyor, 5-6 çocuk aynı ürünü aynı ağızlıkla kullanıyor. Zehirlenmelerden akciğerlere, kalp-damar sistemine ve kansere kadar bulaşıcı hastalıklara zemin hazırlıyor. Sigarayı bırakma kliniklerinde her beş doktordan yalnızca biri hastalardan e-sigara ve yeni nesil tütün ürünlerine ilişkin sorular alıyor. Meslektaşlarımız bile bilmiyor. Örneğin son zamanlarda çocuk hastalarda çok sık duyduğumuz pnömotoraks yani akciğer çökmesi durumunda, altta yatan nedenin e-sigara ürünleri olup olmadığını kendimize sormalıyız. “Bu ürünler Evali adı verilen hastalığa neden oluyor ve akciğerlerde hava kistleri ve pnömotoraks görülebiliyor.”
“PASİF MARUZ KALMA BİLE ZARARLIDIR”
Profesör. Andrew Bush, bu ürünlere pasif maruz kalmanın zararlarının da ortaya konulduğunu anlatarak, şöyle konuştu: “Araştırmalara baktığımızda, aile üyelerinin e-sigara kullandığı bir evde yaşayan kişilerde solunum cihazı semptomlarının daha fazla görüldüğünü gösteriyor. Kendiniz kullanmasanız bile çocuk doktorları bu ürünlerin tehlikelerini biraz daha iyi biliyorlar ama yetişkin doktorlar daha çok sigaranın zararları üzerine odaklandıkları için hastalarını e-sigaranın daha az zararlı olduğuna dair kanıtlara yönlendirmek istiyorlar. Aslında daha zararlı olabilir mi diye merak ediyorum, artık buna dair kanıtlar var. Dolayısıyla ergenlik döneminde bu “sıcak kimyasalları” akciğerlerimize çekmek hiç de güvenli ve tehlikeli değil, akciğer gelişme riski var. Yetişkinlikte kanser birçok kez artıyor. E-sigaralarımın gelecekte benzer bir risk oluşturmayacağının garantisi yok. Gelecekte kanserin çok daha genç bir nüfusta görüldüğünü görebiliriz. Bu beni gerçekten endişelendiriyor. E-sigaraların ergenlik döneminden beri kullanılıyor olması oldukça endişe vericidir. Bir felaketin yaşanmasını beklemeden bu ürünlerin tüketilmesi için ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor” dedi.
“İNGİLTERE TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK ALIYOR”
Bu ürünlerin İngiltere ve birçok Avrupa ülkesinde serbestçe satışa sunulduğunu ve özel mağazaların bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bush, Türkiye'de e-sigara satışının yasaklanmasının büyük bir fayda ve başarı olduğunu da vurguladı. Ancak Bush, kağıt üzerindeki yasakların tek başına etkili olmayacağını söyleyerek, bu ürünleri özellikle çocuklara satanlara hapise kadar varan ağır cezalar verilmesi gerektiğini kaydetti. Profesör. Dr. Bush sözlerini şöyle tamamladı: “Birleşik Krallık bu anlamda Türkiye'yi örnek alıyor. Gerçekte Türkiye'de bu ürünlerin satışını yasaklayan mevzuat bulunmaktadır. Bunu da yasaklamalıydık, ateşle oynuyorsunuz ve tehlikeli bir oyun.
Ancak tabii ki sektörün baskısı olacak, Türkiye'de satışları serbest kalsın diye bunu kesin olarak savunacaklar. Çocuklarımızı tüm bunlardan korumalıyız. Aslında çok ciddi yaptırımların uygulanması gerekiyor. Bu ürünleri satan işletmelerin kapatılmasından hapis cezasına kadar ciddi yaptırımlar olmalıdır. Ama daha da önemlisi bunun cezasız kalmayacağını bilmeleri gerekiyor. Bu nedenle muayenenin çok iyi yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde düzenleme olsa bile pratikte bir karşılığı yoksa kimsenin umrunda değil.” (DHA)